Diyanet Cuma Hutbesi
12 Temmuz 2019 Cuma günü ülke genelinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “15 Temmuz’u anmak ihâneti anlamak” konulu Cuma Hutbesi irâd edildi. Diyanet Cuma Hutbesi ‘nde 2016 yılında yaşanan 15 Temmuz direnişinin önemi ve FETÖ terör örgütünün İslâmi bir yapı olmadığı konularına değindi. Kur’an-ı Kerimden ve Hadis-i şeriflerden örneklerle anlatılan Cuma Hutbesi’ni Darende Şeyh Hamidi Veli Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi‘nde irâd edildiği şekliyle takipçilerimizin istifadesine sunuyoruz.
Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Bugünkü hutbemizin konusu “15 Temmuz’u Anmak ve İhâneti Anlamak“ hakkındadır. Bundan üç yıl önce ülkemiz büyük bir bâdire atlattı. Suret-i haktan görünerek yıllarca insanımızın imkân ve değerlerini istismar eden terör örgütü FETÖ, en sonunda vatanımıza, istiklal ve istikbalimize kastetti. Tarih boyunca nice ihaneti feraset, cesaret ve fedakârlığı ile aşan milletimiz, Allah’ın yardımıyla bu işgal girişimine de geçit vermedi. Bugün, bir kere daha millet olarak Yüce Rabbimize sonsuz hamdimizi ve şükrümüzü arz ediyoruz. Okuduğumuz ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz meâlen şöyle buyuruyor:
“Allah hakkında yalan uyduran veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphe yok ki böyle suçlular asla kurtuluşa ermezler.” (Yunus Suresi,17)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Hazreti Muhammed(sav) / Muvatta, Kader, 3
Kıymetli Müminler!
15 Temmuz gecesi milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam’ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında fesada çalıştılar. Böylesi bozguncuların hali Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır:
“Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.” (Bakara Suresi,11-12)
Peygamber Efendimiz(sav) “Bizi aldatan bizden değildir.”(Müslim, Îmân, 164) buyurmuştur. Öyleyse din adına aldatmaktan, işgal ve istismardan daha büyük suç yoktur. Unutmayalım ki, kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlülük, yalan, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle ayakta kalan FETÖ, asla İslami bir yapı değildir. Bu tür davranış sergileyen insanlar için Hulûsi Efendi Hazretleri şöyle buyuruyor:
“Kisve-i dîne bürün sonra da git melânet işle
Sana mü’min mi denir imânı çürük böyle gidişle”// Osman Hulûsi Efendi (ks)
Cenâb-ı Hak cümlemizin imânını sırât-ı müstakîm üzere muhafaza buyursun. Gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan terör örgütü, bir şebeke ve gizli bir örgütlenme olarak içten içe yapılanma göstermiştir. Kur’an ve Sünnete aykırı düşen hiçbir bilginin dini değeri yoktur. Sahabe neslinden günümüze kadar Müslümanların çoğunluğu tarafından takip edilen mutedil ve müstakim yolun dışında kalan anlayışlar sapkın anlayışlardır. Müminler ancak kardeştir. Kibirle, riyayla, fesatla, iftirayla ümmetin birliğini zedelemek, tefrikaya kapı aralamak asla kabul edilemez.
Aziz Kardeşlerim!
15 Temmuz’u anarken, ihaneti anlayalım ve üzerimize düşen sorumlulukları bir daha hatırlayalım. Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde, Sevgili Peygamberimizin sünnetini model alarak hayatımıza tatbik etmeye çalışalım. Dini, kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Yüzyıllardır topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan; Somuncu Baba Hazretleri, Taceddin-i Veli Hazretleri, Hasan Gazi Hazretleri gibi Anadolu’nun manevi irfan önderlerinden Hulusi Efendi Hazretleri Amman’ın Melik Gâzi Camii’nde orada bulunan cemaate:
“Müslümanım. Müslümanlık öz şiârımdır benim
Tabiîyyetim Türk’dür, Türklük iftihârımdır benim”
diyerek, milletimizin, Anadolu irfanının manevi ve milli duruşunu en güzel şekilde sergilemiştir. 15 Temmuz’da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi istismar etmek isteyenlere karşı uyanık olmalıyız. Ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyen nifak hareketlerine hep birlikte engel olmalıyız. Birbirimizin varlığını kendi varlığımız, hukukunu kendi hukukumuz, iffetini kendi iffet ve izzetimiz saymalıyız.
Huzur, güven ve kardeşliğimizi zedeleyebilecek davranışlardan uzak durmalıyız. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermemeliyiz. İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Hazretleri:
“Benim bayrağım gibi bir bayrak, benim devletim gibi bir devlet yoktur!”
kelamını söylemiş, onun manevi himayesinde yetişen Hulusi Efendi Hazretleri de, Hac ziyaretinde bir Türk vatandaşın yakasında Türk bayrağı rozeti ile başka insanlara el açtığını görünce, o kişinin Türk bayrağı rozetini çıkarmış, “Ya bu bayrağı takmayacaksın ya da başkasına el açmayacaksın” diyerek bu aziz milletin manevi ve milli vakarını korumasını gerektiğini en güzel şekilde göstermiştir.
Aziz Kardeşlerim!
Devletimizin ve milletimizin bekası, ümmet-i Muhammed’in selameti için çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla, ehil kişilerden almasına özen gösterelim. Bu maneviyat ocaklarına gereken saygıyı gösterelim, bu manevi Anadolu irfanının manevi meşâlesinin daima üzerimizde tütmesini, bu ocağın devam etmesini can u gönülden arzu edelim. Çocuklarımızı kime emanet ettiğimize, kimlerle arkadaşlık ettiklerine, vakitlerini nerede harcadıklarına, din adına ne öğrendiklerinin sıhhatine de dikkat edelim.
15 Temmuz’un yıl dönümünde vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralarını bir istiklal madalyası gibi şerefle taşıyan gazilerimizi her daim minnet ve şükranla anıyoruz. Cenâb-ı Hak bayrağımızı indirtmesin, ezanımızı dindirtmesin, bu aziz necip milletimizi fitne ve fesâda uğratmasın, birlik ve beraberliğimizi kardeşliğimizi dâim eylesin. âmin.
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi’nde irâd edilen bu hutbeyi Youtube sayfamız üzerinden izlyebilirsiniz.