Her yıl yüz binlerce ziyaretçi ağırlayan Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi‘nin dikkat çeken yönlerinden birisi de her mevsim gül bahçesine sahip olmasıdır. Renk renk ve farklı kokularda ziyaretçilerine görsel bir şölen sunan Külliye, ayrıca gönüllerimizdeki gül bahçelerimize tohumlar ekmektedir.
Gül nedir? Gülün anlamları
Gül, yüzyıllardır kullanılan bitkilerden biridir. Güzel kokusu ve güzel görüntüsünden istifade edilen bir nimettir. Kırmızı, sarı, beyaz, mor elvan elvan renkleri ve çeşit çeşit görüntüsüyle gözü, gönlü ve rûhu ısıtan ve ışıtan pırıltıdır. Ediplere, şairlere, sanatkârlara ilham kaynağı olan, şâh eserlere açılan, onlara hayat veren iksirdir.
Baharın bir adının “gül mevsimi” oluşu güle verilen önemden kaynaklanmaktadır. Güller bu mevsimde açtığından bahar için “vakt-i gül, mevsim-i gül, devr-i gül” ifadeleri de kullanılır. “Gülzar, gülşen, gülistan” gülün bulunduğu mahallerin adıdır. Gül seher vakti sabâ yelinin esmesiyle açılır. Gül açılması baharın geldiğini haber verdiği için bir neşe ve sevinç kaynağı olmaktadır.
Tasavvufta Gül
Tasavvufta pek çok anlam taşıyan gül, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in remzi olduğu veya Hz. Peygamber (s.a.v.)’i gül olarak sembolize ettiği belirtilir. Gül bütün kültürlerde öncelikle sevginin ve aşkın sembolüdür. Tasavvufî düşüncede gül, en çok sevgiliyi anlatmak için kullanılır.
Gül, aynı zamanda gönülde meydana gelen bilginin neticesi ve meyvesidir. Tasavvuf edebiyatında güzel taç yaprakları ve dikeniyle ilâhî cemâli ve celâli en mükemmel biçimde yansıtan gül, Allah’ın güzelliğinin de simgesidir. Aşk, sevgi ve sevgilinin simgesi olan gülün tasavvuftaki sembollerinden bir diğeri de ilâhî güzellik ve O’na duyulan aşktır. Tasavvufta gülün sembolik anlamı esas itibariyle tabiatın maneviliği ve yaratıcısıyla münasebetine dayanmaktadır. Her şey, Allah’tan bir işarettir.
Mutasavvıfın gönlü ise, gül-zâr olarak ifade edilir. Yani onun gönlü, gül bahçesi gibidir. Orada daima güzellikler vardır ve etrafına güzel kokular saçar.
Somuncu Baba’nın ili, Taze açar solmaz gülü
Yerin şerefi oturanın şerefi iledir, bu toprakları şereflendirenler de yüce neseb-i Rasûlullah (sav.)’a mensup olan zevatlardır. 600 yıl önce Darende’ye gelerek bir gül misali bu diyarları güzelleştiren, şereflendiren Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Hazretleri Anadolu’nun manevi önderlerindendir. Somuncu Baba Hazretlerinin Anadolu topraklarına dönmesiyle birlikte Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den gelen gül tomurcukları adeta yeryüzünün cennet bahçeleri olmuştur. İlçemizi manevîyatı ile güzelleştiren yaşanılabilir hale getiren, Somuncu Babalar, Hulûsi Efendilerdir.
Aslında bu mekânı şereflendirmiş, bu vadiye hayat vermiş, canlılık katmıştır. Manevî etkileri devam ettiği için, asırladır yüz binlerce insan, onu ziyaret etmekte, adeta evlatlarında vücut bulmuş manevî şahsiyetiyle müşerref olmaktadır. İşte onların manevî hayatlarının devam ettiğinin en büyük işareti günümüzde hizmetlerinin Vakıf faaliyetleriyle devam ettirilmesidir. Somuncu Baba’nın ismi unutulmamıştır, fikirleri unutulmamıştır, canlı olarak ismi de fikirleri de yaşamaktadır.
“Bizim gülşendeki güller
Dururlar taze solmazlar
Hazan olup dökülmezler
Zemistan ü bahar olmaz”
Somuncu Baba Hazretleri’nin “Bizim gülşendeki güller, dururlar taze solmazlar” ifadesi, o solmayan ‘Gül ve Gönül Medeniyeti’nin bütün asırlar boyunca, kıyamete kadar İslâm’a ve insanlığa hizmeti temel düstur kabul ettiğine işarettir. Gül kokulu Peygamberimizin neslinden olan Somuncu Baba Hazretleri, ömrünün son yıllarını Darende’de geçirmiş ve Darende’de ahirete irtihal etmiştir. Bu topraklar kokusunu ondan almış, onun neslinin imar ve ihyasıyla hayat bulmuş, ‘Gül ve Gönül Medeniyeti’ onun hizmet felsefesiyle şekillenmiştir.
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretlerinin neslinden Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi ise hem gül bahçesinin hem de buradaki gönül hizmetlerinin kıyamete kadar devam edeceğini şu şiiri ile ifade etmiştir:
Karanfiller tütsün dursun
Çiçeklerin başı güldür
Bülbülleri ötsün dursun
Gözlerimin yaşı güldürSomuncu Baba’nın ili
Tâze açar gonca gülü
Bağında öter bülbülü
Kokar dağı taşı güldürHulûsî sulbümüz el-hak
Rasûl’ün âline mülhak
Altun silsilenin mutlak
Hep kavmi kardaşı güldür