Şeyh Hâmid-i Velî
Somuncu Baba'nın Talebeleri
Somuncu Baba’nın İlim Tahsili
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba talebeleri ile birlikte Osmanlı Devleti’nin manevi anlamda büyümesini sağlayan önemli şahsiyetlerden olmuştur. Somuncu Baba Hazretleri’nin yetiştirdiği talebeleri anlatmak için öncelikle kendisinin almış olduğu eğitimden bahsetmek gerekir.
Çünkü zâhiri ve bâtınî ilimlerde çok üstün bir bilgiye sahip olan Hamidi Veli Hazretleri kaynaklarda Anadolu’ya gavsu’l azâmlığı getiren kişi olarak belirtilmektedir. Bu sebeple hem yaşadığı dönemde kendisi hem de kendisinden sonra talebeleri tarihe yön veren şahsiyetler olmuştur.
Somuncu Baba Hazretleri ilk tahsilini ve tarikat neşvesini babası Şemseddin Musa Efendi’den almıştır. Bu şekilde Ebheriye tarikatına intisap ederek onun terbiyesinde önemli makamlara erişmiştir. Zâhirî tahsilini Kayseri uleması yanında sürdüren Şeyh Hamidi Veli kendi devrinde meşhur olan müderrislerde okumuş ve zahir ilimlerini tamamlamıştır.
Mehmet Ali Aynî onun tahsili ve yaşadığı makamları şu şekilde ifade etmektedir:
“Esasen Hamideddin bir talib-i ilim (ilim öğrenmeye hevesli) idi. Zamanın en meşhur müderrislerinde okumuş ve ulum-u resmiyeyi müdevineyi elde etmişti. Fakat aradığı huzur-u kalp (kalp huzuru) ve kanaat-ı fikriyeyi bir türlü elde edemeyince Dımaşk’a (Şam) gidip Hankâh-ı Bayezidiyye’ye ermiştir. Bu seyahat Hamideddin’in hayatı zahidesinin başlangıcıdır.”
İlim tahsili için Kayseri’den ayrılan Hamid-i Velî’nin ilk durağı Şam’da bulunan Bayazidiyye Hankahı olmuştur. Orada bulunan şeyhlerden Şâdî-i Rumî’nin hizmetinde bulunmuş daha sonra ilim alanındaki yolculuğunu Tebriz ve Erdebil’de sürdürmüştür.
Menakıb-ı Akşemseddin ve Şakayık-ı Numaniye adlı eserlerde onun zahiren Erdebil’de Hace Alaaddin Ali‘ye intisap ettiğini esasen Sultanü’l-arifin Bayezid-i Bestami’nin ruhaniyetinden terbiye aldığını ve Hızır(as) ile sohbetlerinin olduğunu yazarlar. Bu üveysî meşreplikten olsa gerek Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba hayatı boyunca nerede manevi kimliği ortaya çıkmış ve meşhur olmuş ise oradan uzaklaşmış farklı diyarlara hicret etmiştir. (Somuncu Baba Kimdir? yazımızda daha geniş bilgi alabilirsiniz)
Sünnî İslâm anlayışının o dönemde en önemli merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Erdebil Tekkesi, Osmanlı sultanlarının da saygı duyduğu her yıl “çerağ akçesi” adında hediyeler gönderdiği önemli bir dergahtır. “Erdebil Sufileri” adıyla anılan çok sayıda âlimi yetiştirmiş bu dergâhtan icâzet alan Şeyh Hâmid-i Velî Hazretleri buradaki halvetî-sünnî anlayışı Anadolu’ya getiren velî olarak bilinmektedir.
Somuncu Baba’nın Yaşadığı Dönem
Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Osmanlı Padişahları’ndan Yıldırım Beyazıt dönemi mürşitlerindendir. Döneminde; Hace İbrahim, Hace Necmeddin, Hace İzzeddin, Hace Ahmet Germiyanî, Mevlana Kutbuddin İzniki, Şeyh Yar-ı Ali-i Horasani, Şeyh Cezeri-i Şirazi gibi alimlerin yanında Emir Sultan, Hacı Bayram Veli, Şeyh Abdurrahman-ı Erzincani, Şıhabeddin Sivasî, Şeyh Fahreddin Mudurnî gibi şeyhlere de rastlamaktayız.
Bütün bu şahsiyetlerin varlığı göz önünde tutulursa Osmanlı Devletinin XV. yüzyılda eriştiği seviye daha kolayca anlaşılabilir. Hamidi Veli Hazretlerinin yetiştirdiği maneviyat erenleri olan talebeleri ve halifeleri Anadolu ve Rumeli’nin her tarafına damgalarını vurmuşlardır. Öyle ki bu alanlara ait tahrir defterlerinde Şeyh Hamid-i Veli ve halifelerine ait vakıflar, zaviyeler, tekkeler ve camilerin kayıtları bulunmaktadır.
Talebeleri ile Bursa’da
Seyyid Abdulbaki Efendi eserinde Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Hazretleri için:
“Nazar-u himmetleriyle devlet-i âl-i Osman günden güne kuvvetlendi, diyar-ı Rum ahalisine tarik-i melametiyi öğretti. İnsanlara aşk ve muhabbetle bakarlar himmet ederlerdi.” demektedir.
Hace Alaaddin Ali Erdebili‘nin işareti ile Osmanlı Devletinin payitahtı Bursa’ya yerleşmiş, bir yandan talebelerinin irşâdı ile meşgul olurken diğer yandan fırında pişirdiği ekmekleri Bursa halkında ikram etmektedir. Bu himmet ve bereketle de devlet kısa sürede büyüyüp genişlerken insanlar da huzura eriyorlardı.
Somuncu Baba Hazretleri Yıldırım Beyazıt dönemini çok derinden etkilemiş, tesirleri günümüze kadar gelmiştir. Onun iyi bir tahsil gördükten sonra muhtelif tarikatlardan feyiz almış olması, devrin ulemâ ve meşâyıhı arasında çabucak kabul görmesini sağlamıştır.
Hayatının derin izler bırakan dönemi Bursa’da bulunduğu yıllardır. Burada Emir Sultan‘dan Molla Fenari‘ye ve onlar aracılığıyla devlet ricali ile hükümdarlara kadar ulaşan büyük bir tesir halkası oluşturmuştur. Oğulları Yusuf Hakiki ve Halil Taybi O’nun tesir ve nüfuzu ile birlikte neslinin günümüze kadar devamını sağlamıştır.
(Somuncu Baba Çocukları ve Günümüze kadar uzanan nesebi hakkında bilgiler için tıklayınız)
Meşhur Talebeleri ve
Hacı Bayram-ı Veli
Şeyh Hamidi Veli Somuncu Baba aşkın sırrı yolcuğunda birçok talebe yetiştirmiştir. Somuncu Baba talebeleri denilince ilk akla gelen en meşhuru Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’dir. Hacı Bayram Veli, Bursa’da olduğu kadar, Ankara, Edirne ve Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde daha sağlığında izler bırakmış bir mürşid-i kâmildir.
Somuncu Baba talebeleri ve Hacı Bayramı Veli ile diyar diyar gezmiş insanları iyiliğe ve güzelliğe davet etmiştir. Somuncu Baba Hazretleri’nin yolu Hacı Bayramı Veli ile devam etmiş, Osmanlı saltanatı süresince beş yüz yılı aşkın bir müddet etkinliğini sürdürmüştür.
Hacı Bayram-ı Veli bir medrese müderrisi iken tanıyıp sevdiği ve gönül verdiği Somuncu Baba’nın yanında ve dergâhında aradığını bulmuş, müderrisliği bırakarak dervişliğe soyunmuş ve gönüller sultanı olmuştur. Zahir ilminden mânâ âlemine dalıp, mânâ deryasında çok önemli bir yer edinmiştir.
Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ve en meşhur talebesi Hacı Bayramı Veli‘nin Osmanlı Devletinde, yeni Anadolu ve Rumeli üzerinde çok büyük etkileri vardır. Somuncu Baba Hazretleri’nin talebesi Hacı Bayram-ı Veli’nin, İstanbul’un manevi fâtihi Akşemseddin Hazretleri’ni yetiştirmiş olması bunun en büyük örneğidir.
Somuncu Baba’nın diğer müridleri arasında; Şeyh Şücâüddin Karamânî, Şeyh Muzaffer Lârendevî ve Molla Fenârî’nin isimleri kaynaklarda geçemktedir. Ayrıca daha sonraki dönemde Hacı Bayrâm-ı Velî’ye intisap eden Kızılca Bedreddin’in de başlangıçta Acem diyarından Anadolu’ya birlikte geldiği Somuncu Baba’ya bağlı olduğu rivayet edilir.
Onun, döneminin diğer sûfîleriyle de yakın dostluklar kurduğu bilinmektedir. Yıldırım Bayezid’e kendisini “gavs-ı a‘zam” olarak tanıtan Emîr Sultan ve hac dönüşü kendisini ziyaret eden Şeyh Bedreddin bunlar arasında zikredilebilir. Yine Şeyh Hâmid-i Velî Hazretlerinin Aksaray’da bıraktığı oğlu Yusuf Hakîki Baba ve Hac yolculuğu sonunda birlikte Darende’ye yerleştiği oğlu Halil Taybî de yetiştirdiği talebeleri arasındadır.
Somuncu Baba Hazretleri‘nin günümüze kadar gelen uzantıları ve yansımaları o kadar mükemmeldir ki Anadolu’nun her köşesinde bir parçasını bulmak ve yüreklerde hissetmek mümkündür. Âlim ve tasavvuf ehli kimseler üzerinde emeği ve etkisi bulunan Somuncu Baba Hazretleri için kültürümüzün temel taşlarından biridir diyebiliriz.