Somuncu Baba Türbesi ve Mimari Sırlar
İslâmî hayatta bir çok ibadet ve davranış geçmişi hatırlatan sır ve sembollerle doludur. Buna en güzel örnek Hac ibâdetidir. Kâbe’nin 7 kez tavaf edilmesi, Safa-Merve arasındaki Sa’y görevi hep geçmişteki bir olayı sembolize etmekte, rakamsal olarak işaretler barındırmaktadır. Bu durum İslam Sanatı eserlerine de konu olmuştur. Yüzyılladır ortaya konulan yapılarda çeşitli mimari sırlar ve semboller kullanılmıştır.
Darende Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi de yapı itibarı ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakmakta, mimari özellikleri ile bu alanda örnek olmaktadır. Somuncu Baba ve Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi türbeleri insanları manevi açıdan nasıl derinden etkiliyorsa, külliyenin mimari özelikleri, camide kullanılan simgeler, eşyalar ve şekiller de hep bir manevi duruma işaret etmekte, ayrı ayrı manalar taşımaktadır. (Külliyenin mimari özellikleri için “Mimari Özellikleri ile Somuncu Baba Külliyesi” yazımızı okuyabilirsiniz.)
Türbe Bölümü ve 7 Rakamı
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri ile oğlu Halil Taybî Hazretleri kalplere kuvvet veren bir iman anlayışını hemen altında bulundukları yedigen kubbeden tüm dünyaya dağıtmaktadırlar sanki. Bin dört yüzlü yıllardan bu yana bu yedigen kubbenin her bir köşesinden Fatiha suresinin bir âyeti bu mekânı cennet bahçelerinden bir bahçeye çevirmektedir.
Fatiha Suresi’nin 7 ayet olması ve Somuncu Baba‘nın Bursa Ulu Camii açılışında yaptığı 7 farklı manevi tefsir buradaki mimariye de yansımıştır.
Bir kayaya yaslanan Türbe kısmı içeri girdiğiniz andan itibaren hem manevi hem de maddi açıdan insanı dinlendirmektedir. Somuncu Baba Hazretlerinden bu yana, Cami içinde hafif bir su sesi, insanı tüm dünya telaşından uzaklaştırmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı Medrese Mimarileri incelendiğinde tamamına yakınında su havuzu olduğu görülmektedir. Su sesinin insan ruhunu dinlendirdiği ve Osmanlı Dârüşşifâ Merkezlerinde hastaları iyileştirmede kullanıldığı bilinmektedir.
Su ayrıca tasavvuf kültüründe de önemli bir yer tutar. Türk Edebiyatının en önemli örneklerinden Fuzûli’nin meşhur “Su Kasîdesi” Peygamber Efendimize hasret ve özlemi anlatan bir Naat-ı Şerîf’tir. Çünkü su rahmettir ve Peygamber Efendimiz(sav) âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Osman Hulûsi Efendi de meşhur nasihat gazelinde “Su gibi sehâvetli merhametle dolu ol…” buyurmaktadır ki cömertliği, herkese ve her gelene cömert olmayı hatırlatmaktadır. Türbe arkasından çıkan ve Somuncu Baba Hazretlerinden günümüze akmaya devam eden bu su kaynağı cami içerisinden bir kanalla dışarıdaki şadırvan çeşmelerine aktarılmıştır. Böylelikle gelen her ziyaretçinin bu sudan istifade etmesi sağlanmıştır.
Türbe Bölümü – Somuncu Baba’nın Sohbet Halkası
Türbe bölümü içerisinde yer alan, Çehâr-i Yâri Güzîn levhaları, yekpâre hazırlanmış mihrâbiye ayeti, Osmanlı tarzındaki kandil ve avizeler ile bitmeyen görsel şölen, Osmanlı döneminde padişahlar tarafından gönderilen tarihi fermanlar ve Somuncu Baba Hazretlerine ait silsile ile tarihin derinliklerine sürükler sizleri. Somuncu Baba Hazretleri döneminde halvethâne olarak kullanılan Türbe Bölümüne her gelen ziyaretçi aslında onun sohbet meclisine gelmektedir. Kapıdan adımınızı ilk attığınız anda huzurda bulunmanın hazzını, 1400’lü yıllarda yaşıyormuşçasına hissedebilirsiniz.
Huzuru aradığınız herhangi bir gecede şöyle bir Hazire kısmına baksanız burada medfun bulunan Sâdât-ı Kirâm’ın Somuncu Baba ve Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi’nin sohbet halkasında, derin bir sükûtta Allah’a yöneldiklerini hayal hanenizden geçirirsiniz. Size böyle düşündüren şeyin caminin yıllardır her ziyaretçiye fısıldadığı bir sır olduğunu anlarsınız.
Hazîrenin hemen önünde yer alan Balıklı Havuz ise adeta bu fısıldayışı tutarak külliyenin sırdaşlığını üstlenir. Balıkların sükûtu ise sırlara vâkıf bir dervişin haline eşsiz bir örnektir. Somuncu Baba Hazretleri‘nin yadigarı olarak koruma altına alınan balıklar yüzyıllardır bu mekana güzellik katmakta ve gelen ziyaretçileri selamlamaktadır.
Mimaride Ahşap İşçiliği
Türbe Kısmının tarihi dokusuna ve manevi havasına uyumlu bir şekilde inşa edilen Ek cami ve Yeni Cami tavanlarında ahşap tavan mimarisi kullanılmıştır. Güney Afrika’dan getirilen Sapella ağacı ince bir ustalığın ve estetik fikrin ürünü olarak cami tavanında ziyaretçilerin huzura yelken açmalarını kendi iç dünyalarında dinginlikle seyahat etmelerini sağlamaktadır. Sapella ağacı; uzun yıllar dayanabilen, rahat işlenebilen ve kolay boyanabilen bir ağaç türü olarak ahşap mimarilerde tercih edilmektedir.
Ahşabın doğal yapısı insanın doğal yapısı ile çok uyumludur. Nefes alma özelliği sayesinde radon gazı konsantrasyonu çok düşüktür. Hafiftir ve depreme karşı dayanıklıdır. Taşıyıcılık ve statik açıdan hesaplanabilir yüksek değerlere sahiptir. Yangına karşı direnci yüksektir. Ahşabın, ısı yalıtımı, akustik ve diğer fiziksel özellikleri ile insan için en konforlu yapı malzemesi olması mimari alanda çok fazla tercih edilmesini sağlamıştır. Ahşap toz çekmez, mekandaki rutubeti emip, salarak bir tür nem düzenleyici görevi görür. Somuncu Baba Külliyesi Ek Cami ve Yeni Cami bölümlerindeki ahşap işçiliği, estetik ve zarâfet ile birleşince görenleri kendisine hayran bırakmakta aynı zamanda cami içerisinde farklı bir hava oluşmasını sağlamaktadır.
Ahşap Tavan ve 8 Köşeli Yıldız Motifi
Osmanlı-Selçuklu mimarisindeki küçük pencereleri duvarlarına taşıyan yeni cami bölümünde, ışığın 40 küçük pencereden hafifçe süzüldüğü her noktada adeta bir dervişin izi belirir halılarda. Sanki bu dervişlerin ruhları aşka uçan pervaneler gibi yükselir caminin semasına. Onları takip ederken büyük bir sürprizle karşılaşırsınız tavanda. Tavanı baştan başa kaplayan ahşap ustalığı 40 pencereden süzülen 40 büyük Allah dostunun tahtını taşımaktadır sanki.
Mimari sırlar yazımızın en dikkat çeken bölümlerinden biri muhakkak ki ahşap tavandır. 8 köşeli 5 adet yıldızın iç içe geçirilerek dizayn edildiği bu hârikulâde motif aklımıza öncelikle 5 yıldızıyla birlikte İslam’ın beş şartını getirir. İslam’ın beş şartı ise sizi 8 köşeli olan yıldızlar ile cennetin 8 kapısında dolandırır. 40 köşeden mülhem bu büyük yıldızın hatırlattığı ilk şey ise Hz Muhammed Mustafa (SAV) Efendimizin 40 yaşında peygamber olmasıdır. (8 rakamının sırları ve 8 köşeli yıldızın anlamlarını başka bir yazımızda konu edineceğiz)
Minber Mihrap Kürsü’deki Zerâfet
Cami içerisinde taş işçiliği ile dikkat çeken mihrâbın estetiğini; minber, kürsü ve mahfil katının zarif ahşap işçiliği tamamlamaktadır. Klasik manadaki minber mimarisinden farklı olarak Anadolu’da Dulkadiroğulları Beyliği döneminde örnekleri görülen ” Mihrap Minber Kürsü ” üçlemesinin bir arada bulunması camiye ayrı bir görsellik katmaktadır.
Bu şekilde hem minberin cami içerisinde fazladan yer kaplaması önlenmiş hem de cami görevlisinin giriş bölümü ayrı tutularak cami cemaatini rahatsız etmeden görevini yerine getirmesi sağlanmıştır. Cami bölümünün genel mimarisi ile uyumlu olarak tercih edilen Kırmızı halılarda ise, Kudüs‘te bulunan ilk kıblemiz Mescid-i Aksâ‘nın namazgah bölümü halıları örnek alınmıştır.
Külliye Avlusu, Tac Kapı ve Mermerler’de Mimari Sırlar
Özellikle Selçuklu mimarisi örneklerinde gördüğümüz Tac Kapı geleneğini Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesinde de görmek mümkündür. Misafirlerin Külliye’ye geldiğinde ilk karşılaştığı yapı olan Tac Kapı‘da; rehberlik birimi ve cami görevlilerinin odaları bulunmaktadır. Grup halinde veya tek olarak ziyarete gelen misafirlere burada bulunan görevliler tarafından ücretsiz rehberlik hizmeti verilmektedir.
Taç Kapı ve Yeni Cami‘nin taş kaplamalarında Mardin Midyat taşı kullanılmıştır. Taş ustalarının bu beyaz taşlar üzerine uyguladıkları taraklama işlemleri yapıya ayrı bir görsellik katmaktadır. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin meczedildiği yapıda kullanılan Mardin Midyat taşını tamamlayıcı olarak mermerlerde beyaz mermer kullanılmıştır. Külliye avlusunda Kâbe-i Muazzama’nın mermerlerini hatırlatan bu mermerler, Kabe‘deki mermerlerle aynı boyutlarda kesilerek döşenmiştir.
Külliye avlusunda dikkat çeken bir diğer detay ise Türbe merdivenlerinde yer alan ve tarihte birçok mimaride kullanılmış “hayat çeşmesi” adı verilen su kanalıdır. Merdivenin ortasından akan bu su kanalı bünyesinde tasavvufi açıdan mimari sırlar barındırmaktadır. Suyun akışı ile doğumdan ölüme kadar insan hayatı ve sonrası simgelenmiştir. Çeşmeden çıkan su doğumu, döküldüğü yer gençliği, ince uzun oluk olgunluğu ve suların bir havuzda toplanması ölümü temsil etmektedir.
10.000 Kişilik İbadet Alanı
Somuncu baba Türbesi ve Külliyesi, Taç kapısından itibaren kayaların verdiği azâmeti ve iman diriliğini kuvvetlendirmekte ve insanları duygudan bir baş dönmesine tabi tutmaktadır. Somuncu Baba nasıl “Somunlar müminler!” nidâsıyla Bursa Ulu Camii’nin taşlarına hiç silinemeyecek bir memnuniyet kattıysa Hulusi Efendi Vakfı da bu müthiş estetik yapıya, yaptığı hayırlar ve hizmetlerle aynı memnuniyeti hiç çıkmamacasına nakşetmiştir.
Son düzenlemelerle 6000 metre kareye ulaşan külliye alanı, 5.000 iç mekânda 5.000 de dış mekânda olmak kaydı ile 10.000 ziyaretçinin namaz kılabileceği şekilde dizayn edilmiştir. Gerek üst avluda gerekse de Tac kapıda yer alan taş ve mermer mihraplar ile gerektiğinde dış avlu da namazgah olarak kullanılabilmektedir.
Özellikle yaz aylarında binlerce ziyaretçinin geldiği Külliye’de herhangi bir sıkışıklık olmadan ibadetler yerine getirilebilmektedir. Ramazan aylarında ise avluda düzenlenen Hulusi Efendi İftar Sofraları ile binlerce kişi bir arada iftar yapmaktadır. Yıl içerisinde farklı zamanlarda düzenlenen; anma merasimi, mevlid programları, hafızlık icazet programı, tv canlı yayınları ve ramazan etkinlikleri gibi programlar Külliye içerisinde gerçekleştirilmekte Osmanlı’daki Külliye geleneği burada yaşatılmaktadır.
Şadırvan ve Abdesthaneler
İnşa edilen yeni ve ek caminin yüksekliğinin türbe kısmının yüksekliğini geçmemesi bir saygı ifade ederken, abdesthanelerin avlunun hemen dışında Hamidiye çarşısında olması da ayrı bir edep ifadesidir. Hamidiye Çarşısı‘nda yer alan abdesthane ve şadırvan bölümünün temizliği ve estetik mimari özellikleri ise gelen ziyaretçileri gururlandırmaktadır. Temizliğe çok fazla önem veren bir dinin mensubu olarak bu bölümün temizliği ve insana verilen değeri gösterir nitelikte özel mimarisi Külliye’ye gelen ilk ziyaretçilerin en fazla dikkatini çeken detaylardandır.
Somuncu Baba ve Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi’nin ince bir Hicaz yalımıyla ziyaretçilerini selamladıkları bu kutlu mekânda hala Somuncu Baba Hazretlerinin somunlarının kokusunu buram buram alabilir, Hulusi Efendi’nin ilahileri eşliğinde iştiyakla münacatta bulunabilir, şehrin tüm gürültüsünden uzakta kendi ruhunuzun derinliklerine yelken açabilirsiniz. Sizleri, Somuncu Baba Hazretlerinin gönlünden çıkan İslam şûlelerinin Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı‘nın hizmetleriyle birleştiği mimari sırlar ile dopdolu bu huzurlu mekâna bekliyoruz…