Şeyh Hâmid-i Velî
Somuncu Baba'nın Eserleri
Somuncu Baba ve İlim
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba hayatı boyunca ilmin peşinden koşmuş, ilim tahsili gâyesiyle birçok seyahat yapmıştır. Dönemin âlimlerinden ve velîlerinden istifâde etmiş aldığı eğitimlerle de talebelerini yetiştirerek onların İslâm’a en güzel şekilde hizmet etmesine vesile olmuştur.
Somuncu Baba ve eserleri dediğimizde akla ilk gelen onun talebeleridir. Somuncu Baba Hazretleri’nin Talebeleri yazımızda belirttiğimiz üzere yetiştirdiği talebeler onun en büyük eserleri olmuştur. Çünkü her biri kendi döneminde tarihe yön veren örnek şahsiyetler haline gelmiştir.


Somuncu Baba 'nın Eserleri
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri, zâhirî ve bâtınî ilimlerdeki derin bilgisine rağmen, çok az yazılı eser vermiş veya çok az eseri bize ulaşmıştır. Fazla eser vermemiş olması, Onun melâmet meşrebinden kaynaklanmış olabilir. Nitekim onun yanında yetişen ve halifesi olan Hacı Bayram-ı Veli de, müderris olmasına rağmen eser yazmamış ve hatta “Muhammediyye” müellifi, halifesi Yazıcıoğlu, eserini kendisine takdim ettiğinde:
“Mehmet, bununla uğraşacağına bir gönül halk etseydin; bir gönle girip onun terbiyesiyle meşgul olsaydın, daha iyi olmaz mıydı?” diyerek kendi düşüncesini de dile getirmiştir.
Yetiştirdiği talebelerinin Osmanlı Devleti üzerindeki etkileri düşünüldüğünde ise Somuncu Baba Hazretleri’nin gönüllere hitâb ederek daha büyük eserler ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Bu zikredilen hakikata rağmen, SomuncuBaba‘nın kaynaklarda belirtildiğine göre; Şerh-i Hadis-i Erba’în(Kırk Hadis), Zikir Risâlesi ve Silâh’u-l Mürîdîn adında 3 adet yazılı eseri mevcuttur.
Ayrıca Zikir Risâlesi eserinin son bölümünde yer alan “Arkadaşlarıma ve Yolumuzdan Gidenlere Tavsiyelerim” başlıklı 11 adet tavsiyesi ile 2 adet şiiri de günümüze kadar ulaşmıştır.
Kırk Hadis eseri Prof. Dr. Enbiya Yıldırım tarafından yayına hazırlanarak Nasihat Yayınları’ndan neşredilmiştir.(Buradan Kırk Hadis eserine ulaşabilirsiniz.)


Bursa Ulu Cami Açılışı ve Fatiha Tefsiri
Şeyh Hamidi Veli Somuncu Baba Bursa Ulu Camii’nin açılış hutbesinde;
“Zamanımızda bazı ulemânın Fatiha suresiyle ilgili bazı müşkülleri vardır”
diyerek Molla Fenari’nin tüm müşküllerini çözmesi camideki ulema, meşayıh ve insanları hayrete düşürmüş, hayranlıklara gark etmiştir. Hutbe sonrası Molla Fenari -ki bu şahıs Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislamı, müfti’ül- en’am ünvanını almış, 21 yıl Bursa Kadılığı yapmış bu yüzden fazla eser yazmıştır- ayağa kalkarak cemaate şunları söylemiştir:
“Şeyh Hamid-i Veli bize buradan hikmetler saçıyor. Ululuğunu gösteriyor. Fatiha’nın ilk tefsirini cemaatten herkes anladı, ikinci tefsiri ise buradakilerden ancak bazıları çözebildi. Üçüncü tefsiri çok az kimse anlayabildi. Dördüncü ve ondan sonra yapılan tefsirler bizim idrakimizin dışındadır. Bunları yalnız kendisi anlayabilir.”
Molla Fenari, bu manalardan aldığı ilhamla Fatihayı Şerifeyi tefsir eden bir eser yazmıştır. Bu eseri “Tefsir’ül Fatiha” veya “Ayn’ül-Ayan” olarak bilinir. Bu eser çok meşhurdur ve kaynağı Somuncu Baba Hazretleridir. Bu ise bizlere Somuncu Baba Hazretlerinin tefsirde de üstad olduğunu ispatlarken ledün ilminin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösterir.
Somuncu Baba Hazretlerinin Fatiha Suresini yedi ayrı manada tefsir etmesi onun işârî tefsiri çok iyi bildiğini kanıtlar. Bilhassa İbni Arabî mektebinin, Kur’an ve Hadislerden çıkardıkları zahiri manalar yanında batınî (manevî) anlamlara muttali olduğunu göstermektedir.
Somuncu Baba Fatiha Suresinin tefsirinde bu metodu kullanmış Fatiha Suresinin manalarını manevi açıdan açıklamıştır. Öyle ki Somuncu Baba ledün ilminin bazı sırlarını Bursa halkına açıklarken namazın nasıl kılınması gerektiğini, namazda okunan Fatiha suresinin önemini ve içeriğini açıklamıştır. Yani insanlara yaratıcıya yapılacak olan ibadetin gerçek boyutunu göstermiştir.
Molla Fenârî Hazretlerinin “Fatiha Tefsiri” isimli eseri Prof. Dr. Ali Akpınar tarafından yayına hazırlanmış ve Nasihat Yayınları tarafından neşredilmiştir. (Buradan eseri okuyabilirsiniz.)


Somuncu Baba Tavsiyeleri
Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri’nin “Zikir Risâlesi” isimli eserinin son bölümünde “Arkadaşlarıma ve Yolumuzdan Gidenlere Tavsiyelerim” başlıklı günümüz insanı için her birisi çok önemli 11 adet tavsiyede bulunmuştur. Bu tavsiyeler günümüzde birçok araştırmacı için de konu olmuş her birisi detaylı şekilde açıklanmıştır.
Arkadaşlarıma ve Yolumuzdan Gidenlere Tavsiyelerim:
- Gizli ve aşikâr her yerde Allah’tan korksunlar.
- Az yesinler, az konuşsunlar, az uyusunlar.
- Avâmın arasına az karışsınlar.
- Tüm mâsiyet ve kötülüklerden uzak dursunlar.
- Dâima şehvetlerden kaçınsınlar.
- İnsanların elindekilerden ümitlerini kessinler.
- Tüm zemmedilmiş sıfatları terk etsinler.
- Övülen sıfatlarla süslensinler.
- Şiir ve şarkı (günaha götürüyorsa) dinlemekten kaçınsınlar.
- Ayrı bir görüşle, kendini cemaatten ayrı bırakmasınlar.
- Aç olarak ölseler bile şüpheli hiç bir lokmayı yemesinler.
Tavsiyeler
Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba

Somuncu Baba'nın Şiirleri
Bahsedilen eserlerin yanı sıra günümüze kadar ulaşmış 2 adet şiir Şeyh Hâmid-i Velî Hazretlerine atfedilmektedir. Tasavvufi boyutta Somuncu Baba Hazretleri’nin içinde bulunduğu ruh halini anlatan bu şiirler günümüzde ilahi formatında birçok tasavvuf müziği sanatçısı tarafından da seslendirilmektedir.
Şiirler şu şekildedir:
Biz ol uşşak-ı serbâzuz
Biz ol uşşak-ı serbâzuz
Akıl rüşd bize yâr olmaz
Mey-i aşk ile sermestiz
Bize hergiz humâr olmaz
Diriyiz dâim, ölmeyiz
Karânularda kalmayız
Çürüyüp toprak olmayız
Bize leyl ü nehâr olmaz
Bizim illerde ay ü gün
Sebât üzre durur dâim
Televvün erişip âna
Gehi bedr ü hilâl olmaz
Bizim gülşendeki güller
Dururlar tâze solmazlar
Hazân olup dökülmezler
Zemistân ü bahâr olmaz
Şarâb-ı aşkı çün içtik
Feragât mülküne göçtük
Yanıp aşkınla tutuştuk
Bize tahrîk ü târ olmaz
Ereliden şems nuruna
Vücudum zerreden katre
Ne katre ayn-i bahar oldu
Âna k’ar ü kenâr olmaz
Bırak ey Hamida vârı
Görem desen sen ol yârı
Göricek ol tecellâyı
Ândan özge kemâl olmaz
Senden dolu iki cihân
Senden dolu iki cihân
Oldum zuhurundan nihân
Ger bulayım seni âyan
Ya Rab n’ola halim benim
Dilde kanaat olmaya
Züht ile tâat olmaya
Senden hidâyet olmaya
Ya Rab n’ola halim benim
Şol gün ki mizân kurula
Hak kapusunda durula
Halâyık oda sürüle
Ya Rab n’ola halim benim
Ağlarım işte zâr ile
Kaldum diriğ ağyâr ile
Bilişmedim sen yâr ile
Ya Rab n’ola halim benim
Hâmidi’nin gözü yaşı
Doldurur dağ ile taşı
Bilmem n’idem garip başı
Ya Rab n’ola halim benim