Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi

Yüksek Mimar-Mühendis
Şerif Ali Akkurt

Külliye'nin Yarım Asırlık Mimarı

Yarım Asır Gönüllü Hizmet

İlk olarak 1960’lı yıllarda Darende’ye gelerek Osman Hulûsi Efendi ile tanışan, Darende’de bir çok eserin yapımında emeği olan, hiçbir ücret almadan yarım asır Darende’ye hizmet eden Yüksek Mimar-Mühendis Şerif Ali Akkurt kendisi ile gerçekleştirdiğimiz röportajda yapılan eserlerdeki mimari anlayış ve estetik hassasiyet hakkında bilgiler verdi.

Yüksek Mimar-Mühendis
Şerif Ali Akkurt

Külliye’nin Mimari Özelliklerini Anlatıyor

Videoyu Oynat

Abdurrahmân-ı Erzincânî Camii

1959 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun olan Şerif Ali Akkurt Darende ile ilgili anılarını şu şekilde anlatıyor:

“1960 yılında yedek subay olarak Sivas’a gittim. Askerliğim sırasında Sivas sebze hali inşaatı yarım kalmıştı mesai saatleri dışında mimarlığını yaptık. Şehrin imar çalışması ve yapılanmasında bir takım çalışmalara katkı sunmaya çalıştık. Şehrin o günlerdeki en modern binalarından birisi olan ve bugün hala kullanılan Kent Otel’in projesini hazırladım.

O sırada tanıdığım Mimar Yücel Sarı beni Darende’ye götürdü ve Osman Hulûsi Efendi ile tanıştık. O yıllarda Osman Hulûsi Efendi’nin başkanlığında Balaban Abdurrahman Erzincani Camii yapılacaktı. Hulûsi Efendi ile proje hakkında konuşup istişarelerde bulunduk. Görüşmem sırasında caminin mimarisinin etkileyici bir üsluba sahip olması ve yapısal olarak da İslami bir takım simgeleri taşıması gerektiğini hissettim.

Şiir nasıl bir doğuş ise ben de o projeyi öyle hazırladım. Camii için bir kaç proje hazırlanmıştı, dernek karar verecekti. 5 ay karar veremediler. Dernekteki arkadaşlar karar veremeyince Hulûsi Efendiye sorarlar o da “Benim gönlüm Ali Bey’in projesinden yana” der. Teklif geldi kabul ettik, ücret istemedim ama projenin eksiksiz uygulanmasını istedim, onlarda kabul etti. Böylece ilk projem o cami oldu.”

Şerif Ali Akkurt Abdurrahman Erzincani Camii’nin mimari özelliklerini ise şu şekilde anlatıyor:

“Cami esas olarak İslam’ın 5 şartını simgeler. Beşgen oluşu mimari yapılarda ilktir. Beşgen, dikdörtgen kare gibi motifleri vardır. Minarede aynı şekilde İslam’ın beş şartını, altı köşesi imanın altı şartını simgeler. Selçuklu eserlerine benzer, kubbe kullanılmamış farklı bir çatı ile kapatılmıştır.

Pencere çok olmamasına rağmen projede güneş ışığı direk yansımıyor. Işık içeri endirekt olarak tavandan yansıyarak içeri girer. Mekan bir bütündür ve içinde kolon yoktur. Duvarlar yukarıya doğru açılır. Projede esas olan hacmi iyi değerlendirmektir.”

Abdurrahman Erzincani Camii / Balaban - Darende - Malatya
Abdurrahman Erzincani Camii / Balaban - Darende - Malatya

Küçük Yardımlarla Büyük Medeniyet

Darende’de; Şeyh Hâmid-i Velî Câmii’nin önündeki havuz projesi, Aşağıulupınar Dört Minareli Büyük Cami projesi, Özel ilköğretim bi­na­sı, İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat binası projelerinde hizmet eden Şerif Ali Akkurt, Osman Hulûsi Efendi’yi ve yaptığı eserleri şu şekilde değerlendiriyor:

“Ben O’nu hak ettiği şekilde anlatamam, çünkü sözlerle ifade etmek kafi değildir. Hulûsi Efendi’yi tanıtmak için ise eserleri yeterlidir. Aramızda çok kuvvetli bir sevgi bağı vardı. Hulûsi Efendi Allah’ın yarattığı her şeye güzel bakardı. Delisi de vardı, kaçığı da vardı hepsi vardı. Hulûsi Efendi hepsine aynı bakardı. Esas eğitime çok önem verirdi, kaç tane okul yaptırdı. Hulûsi Efendi küçük yardımlarla büyük ve sağlam bir medeniyet kurmuştur.”

Mimar Şerif Ali Akkurt ve Osman Hulûsi Efendi
Mimar Şerif Ali Akkurt ve Hamidettin Ateş Efendi

Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Külliyesi

Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Külliyesi’nin gerek restorasyon gerekse genişletme çalışmalarında bizatihi görev alan Şerif Ali Akkurt yapılan hizmetleri şu şekilde anlatıyor:

“Câmiinin arkasında, türbenin üst tarafında bir kaya parçası vardı, parça parça dökülüp zarar veriyordu türbeye, o kayanın alınmasını temizlemesini yaptık. Sonrasında Hamidettin Efendi ile caminin restorasyonunu gerçekleştirdik. Gelen ziyaretçilere yetmediği için ilave camiyi inşa ettik.

İlave cami 3 kemerlidir. Burada 3-5 nispeti kullanılmıştır. 3-5 nisapeti biliyorsunuz proporsiyel altın bölüm dediğimiz bir bölümdür. İyi bir nispettir. Bu bölüm de yetmeyince 2.ilave camiyi inşa ettik. 2.ilave camii de 5-3-5 kemeri ile tamamlamıştır onu. Bu şekilde görünüş dengesini sağlamış oluyoruz.

Yapılan cami dış görünüşü ile klasik bir cami gibi görünüyorsa da içi tamamen moderndir. Caminin iç bölümü sekizgen üzerine taksim edilmiştir. Tavan buna göre yapılmıştır ve tavandan ışık endirekt olarak alınmaktadır. Işığın kaynaklığın cemaat görmeyecek. Yansımış ışığı alıyoruz. Dikkat ederseniz pencereler de kemerde küçültülmüştür. Çünkü güneyden, doğudan ve batıdan gelen ışık çok kuvvetli. Cemaati rahatsız ediyor bu yüzden ışık azaltılmıştır.

Direkt ışık cemaati rahatsız eder. İçine dönmek isteyen, iç dünyasına dönmek isteyen ışığı çok istemez. Loş bir ışık ister. O zaman iç dünyasına ışık döndürür. Kuvvetli ışık dış mekana çevirir. O açıdan biz burada huzme bir ışığı istiyoruz. Onun için de tavan mekan olarak yükseltilmiştir. Kademelerle yükseltilmiştir. Tabi bu aynı zamanda manevi bir yükselmeyi de temsil eder. İnsanlar çünkü hep yükselmek ister.

Burası manevi bir yapıdır. Manevi yapıda hiç bir zaman maddi bir şekilde değildir ilişkiler. İç alemde bu irtibat sağlanır. Bu iş bir müşteri-mimar ilişkisidir. Bunların arasında manevi bir bağ yok ise bu iş halledilmez. Muhakkak manevi bir bağ ile halledilir. Yani bunlar manevi olarak birbiri ile irtibatlıdır. Gönül bağı ile bağlıdır bu işler. Hiç bir zaman maddi bir bağ ile çözemezsiniz. 

Sultan Süleyman olmasa idi Mimar Sinan olmazdı. Süleymaniye de olmazdı Selimiye de olmazdı. Osman Hulûsi Efendi olmasa Balaban Camii olmazdı. Hamidettin Efendi bu Külliye olmazdı. İşin özü budur.”

Mimar Şerif Ali Bey, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Darende ziyaretinde hazır bulunmuş, Külliye’nin mimari özellikleri hakkında bilgi vermişti.

Şeyh Hâmid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi / Darende - Malatya
Şeyh Hâmid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi / Darende - Malatya

Şerif Ali Akkurt kimdir?

1932 yılında Burdur’da dünyaya gelen Şerif Ali Bey, 1959 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünden mezun oldu. 1960 yılında yedek subay olarak geldiği Sivas’ta çeşitli projelerde görev aldı. Sivas’ta tanıştığı Darendeli Mimar Yücel Sarı ile birlikte ilk kez Darende’ye geldi ve Osman Hulusi Efendi ile görüştü.

İlk projem dediği Balaban Abdurrahman Erzincani Camii ve Külliyesi’nin mimarlığını yaptı. 1963 yılında temeli atılan, beşgen mimarisi ve minaresi ile dikkatleri çeken Camii’nin projesi, ülkemizde modern cami projeleri alanında birçok üniversitede ders olarak okutuldu.

Osman Hulusi Efendi’nin dernek başkanlığını yaptığı, Cami, Okul ve Kur’an Kursu projelerine destek verdi. Osman Hulusi Efendi’nin vefatından sonra Hamid Hamidettin Ateş Efendi’nin başkanlığını yaptığı Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakfı’nın inşaat projelerinde yer aldı.

Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi’nin 1990-2000 yılları arasındaki restorasyon çalışmalarında görev yaptı. 2002 yılında temeli atılan Ek Cami bölümü ve 2009 yılında temeli atılarak 2013 yılında açılışı yapılan Yeni Cami bölümlerinin mimarlığını yaptı.

Yaptığı eserlerde eski eserleri taklit etmektense yeni bir bakış açısı ortaya koymaya çalıştı. Görev aldığı projeler günümüzde birçok araştırmacının ve ziyaretçinin dikkatini çekmektedir. 20 Haziran 2021 Pazar günü 89 yaşında iken İstanbul’da vefat etti. Çavuşbaşı Aşağı Baklacı Camii’nde kılınan cenaze namazı sonrasında Aşağı Baklacı Mezarlığına defnedildi.

Şeyh Hâmid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi / Darende - Malatya
Şeyh Hâmid-i Veli Somuncu Baba Külliyesi / Darende - Malatya